Suyun içinde bulunan bir takım katı maddeler filtre edilebilen ya da filtre edilemeyen özellikere sahiptir. Filtre edilemeyen katı maddelere askıda katı maddeler denmektedir.
Sularda ve atıksularda gözlenen çökelebilen katı maddeler, ağırlıklarının etkisi ile kendiliğinden dibe biriken katı maddelerdir. Bu maddelerin çökme hızı, büyüklüklerine ve yoğunluklarına bağlı olarak değişebilir. Çökebilen katı maddelerin tespit edilmesi, çevre mühendisleri açısından, yüzel sularında ve evsel ve sanayi atıksularında büyük önem taşımaktadır. Genelde çökebilen katı madde miktarları hacimsel olarak ölçülür ve litrede miligram olarak ifade edilir.
Yetkili laboratuvarlar çökebilen katı madde miktarını tayin ederken İmhoff konileri kullanmaktadır. Analiz edilmek istenen su numunesi, iyice karıştırılır ve İmhoff konisine alınarak yaklaşık 45 dakika çökmeye bırakılır. Süre sonunda koninin kenarlarına yapışan maddeler yavaşça karıştırılır ve 15 dakika daha çökelmesi için beklenir. Arkasından çökebilen kısmın hacmi ölçülür. Eğer sonuç litrede miligram olarak alınacaksa numunenin askıda katı madde konsantrasyonu ölçülmektedir.
Çökelen katı madde konsantrasyonu genelde şu formül kullanılarak bulunmaktadır: Çökebilen katı madde = Toplam askıda katı madde - Çökelemeyen katı madde. Bu formülde değerler litrede miligram cinsindendir.
İçinde yüksek konsantrasyonlarda katı madde bulunan kirlenmiş sular, sanayi tesislerinin atıksu kalitesine ve çevreye olumsuz etkiler yapmaktadır. Sanayi atık sularının arıtılması sırasında ön çökeltme tanklarına gerek olup olmadığına ve kullanılacaksa bunların ne boyutlarda olacağına karar vermek için, katı madde konsantrasyonunun belli bir sınır değerini aşıp aşmadığına bakılmaktadır. Çünkü çökebilen katı madde miktarı sınırların üzerindeyse, bu su doğal ortamda çökelmelere ve fazla miktarda dip çamuru oluşmasına sebep olmaktadır.
Bu nedenle çökebilen katı madde tayini önemli bir konudur ve yetkili laboratuvarlar tarafından, su ve atıksu ölçümleri kapsamında bu ölçümler de yapılmaktadır.