Suda çözünmüş halde bulunan oksijen miktarını belirlemek amacı ile yetkili laboratuvarlar tarafından, çözünmüş oksijen seviyesini tespit eden ölçümler yapılmaktadır. Doğal sularda ve atıksularda bulunan çözünmüş oksijen seviyeleri, esas olarak sularda bulunan fiziksel, kimyasal ve biyokimyasal aktivitelere bağımlıdır. Sularda kirlilik ölçümlerinde, suların kalitesini kontrol faaliyetlerinde ve atıksu arıtma tesislerinin faaliyetlerinde çözünmüş oksijen analizi hep uygulanmaktadır.
Akredidite laboratuvarlar, çözünmüş oksijen tayininde genel olarak iki farklı yöntem kullanmaktadır:
- Winkler veya iyodometrik yöntem ve bunun modifikasyonları
- Membran elektrotları kullanan elektrometrik yöntem
Winkler yöntemi, çözünmüş oksijenin oksitleme özelliğine dayanmaktadır. Buna karşılık membran elektrot yöntemi, moleküler oksijenin membrana karşı yayılma hızına dayanan bir yöntemdir. Hangi yöntemin uygulanacağı, beklenen hassasiyet seviyesine, mevcut girişimlere ve laboratuvarların imkanlarına bağlıdır.
Çözünmüş oksijen ölçümleri şu nedenlerle önem taşımaktadır:
- Suların aerobik veya anaerobik olduğunun göstergesi
- Doğal sularda canlı yaşamının sürekliliğinin göstergesi
- Biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOİ) ölçümleri
- Aerobik artıma tesislerinde havalandırma sistemlerinin verimliliği
- Korozyana sebep olması
Biyolojik atıksu uygulamalarında kullanılan aktif çamur tanklarında oksijen konsantrasyonu çok önemlidir ve sürekli olarak ölçülmesi gerekmektedir. Oksijen konsantrasyonu tankların niteliğini ve arıtım sürecinin hızını belirler. Bu ölçümlerde geleneksel elektro kimyasal ölçüm yöntemleri olan polarografik veya galvanik ölçüm yöntemi uygulanmaktadır. Her iki ölçüm yönteminde de ölçüm sırasında elektrolitlerin tükenmesi ve anotların bozulması esas alınır.
Yetkili laboratuvarlar tarafından, neredeyse 40 yıldır atıksu artıma tesislerinde çözünmüş oksijen konsantrasyonunu, elektro kimyasal yöntemler kullanılarak tayin edilmektedir. Son yıllarda ileri teknolojik gelişmeler ve elektro kimyasal ölçüm tekniklerinin optimizasyonu konusunda büyük güç harcanmaktadır.
Bunun yanında ulusal ve uluslarası akreditasyon kuruluşlarından akredite olan laboratuvarlar, ölçüm çalışmalarında, TS EN ISO/IEC 17025 standardına uygun şekilde faaliyet göstermektedir.