İnsan vücudu iyi bir iletkendir ve elektrik enerjisi insan vücudunun bu özelliği yüzünden yaşamsal tehlikelere neden olabilmektedir. Akım şiddeti kabul edilebilir bir düzeyi geçtiği takdirde istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Örneğin 1 mA insan vücudu tarafından hissedilebilir ancak bir etkisi yoktur. 5 mA vücutta hafif bir kasılma yaratır. 10 mA daha belirgin bir kramp yaratır. 15 mA kasların kasılmasına neden olur. 25 mA vücuta şiddetli bir ağrı yaratır. 50 mA dayanılmaz bir acıya neden olur. 100 mA ise insanların ölümlerine neden olur.

Evlerde ve işyerlerinde kullanılan 220 volt’luk elektrik enerjisi, ölümle sonuçlananan kötü etkiler yaratabilecek güçtedir. Bu nedenle elektrik güvenliği her zaman en üst düzeyde tutulmak zorundadır. Akım insan vücuduna bir noktadan girer ve başka bir noktadan, genelde toprağa çıkış yapar. Bu tür çarpılmalarda elektriğin vücuda girdiği ve çıktığı yerde, hatta vücut içinde izlediği yolda yanıklar oluşur.

Elektriğmin neden olduğu hasarlar sadece can güvenliği değil aynı zamanda mal güvenliği açısından da söz konusudur. Böyle olunca evlerde ve işyerlerinde bulunan elektrikli veya elektronik bütün cihazların belli aralıklarda kontrol edilmesi gerekmektedir. Hatta bu cihazlar, yasal düzenlemelerde ve ilgili standartlarda açıklanan koşullarda üretilmeden ve denetlenmeden piyasaya sürülmemesi gerekmektedir.

Ulusal veya uluslararası akreditasyon kuruluşlarından akredite olarak çok çeşitli elektriksel testler yapan laboratuvarlar, bu kapsamda yapısal testler de gerçekleştirmektedir. Bu testler, üretilen elektrikli veya elektronik cihazların üretim için doğru ve güvenilir tasarlanıp tasarlanmadıkları ile ilgilidir. Yetkili laboratuvarlarda testlerin hızlı, kaliteli ve güvenilir olması açısından son teknoloji ürünü test cihazları kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra kadrolarında eğitimli ve deneyimli mühendisler ve teknisyenler çalışmaktadır.

Ayrıca bu testleri yapan laboratuvarlar, TS EN ISO/IEC 17025 standardı esaslarına da uymaktadır.