Kozmetik ürünlerde kimyasal karışımlar tüketici sağlığı açısından ciddi riskler oluşturmaktadır. Bu yüzden kozmetik ürünlerde mikrobiyal üremeyi önlemek için, içlerine bir takım koruyucu olarak bilinen değişik kimyasal yapıda maddeler eklenmektedir. Ancak bu yapılırken eklenecek koruyucu maddelerin, kozmetik ürünün formüllerinde yer alan diğer maddelerle uyumlu olmaları ve kullanan kişiler üzerinde toksik, alerjik ya da tahriş edici etkiler yaratmaması gerekmektedir. Yürülükte bulunan Kozmetik Kanunu da bu konuda üretici firmalara sorumluluk yüklemektedir.
Kozmetik ürünler, daha yakın zamana kadar, tüketici sağlığı açısından uygun kalitede olması gereken ancak mikrobiyolojik açıdan steril olma zorunluluğu aranmayan ürünlerdi. İlk kez kozmetik ürünlerin, mikroorganizmalarla kaynaşmalarının mümkün olduğu, 1946 yılında Yeni Zelanda’da üretilen talk pudrasının kullanılması ile ortaya çıkan bebek ölümleri ile fark edilmiştir.
Yapılan araştırmalarda, kozmetik ürünlerin çeşitli mikroorganizmalar ile bulaşabileceği belirlenmiştir. Bunun üzerine patojen mikroorganizma içermemesi gereken kozmetik ürünlerin, uygun koruyucu maddeler ile korunmasına ve güvenlik kurallarına uygun olarak üretilmesine karar verilmiştir.
Kozmetik ürünlerin mikrobiyolojik açıdan korunmasına yönelik olmak üzere, dünyada birçok sağlık kuruluşu tarafından ve Avrupa Birliği Komisyonu tarafından gerekli düzenlemeler yapılmıştır.
Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından, Avrupa Birliği tarafından çıkarılan 76/768/EEC sayılı Konsey Direktifi ve 96/335/EC sayılı komisyon kararı esas alınarak ve Kozmetik Kanunu’na dayanılarak, Kozmetik Yönetmeliği yayınlanmış ve bu konuya ilişkin esaslar belirlenmiştir.
Kozmetik ürünlerde karşılaşılan ve ürünün bozunmasına neden olan mikrobiyal bulaşmalar, kullanılan ham maddelerden kaynaklanabilir. Üretimde kullanılan ham maddeler, yardımcı maddeler, su, paketleme malzemeleri, çalışanlar, üretim tesisleri, kullanılan donanım, çevre ve depolama koşulları yüzünden mikrobiyal etkilenme olabilir. Ya da ürünün tüketici tarafından kullanılması sırasında da oluşabilir.
Kozmetik ürünlerin içerdikleri su, karbon ve azot miktarları, mineraller, oksijen, uygun sıcaklık ve uygun pH değerleri, mikroorganizma üremesi için uygun koşullar yaratmaktadır. Ürün formülünde yer alan şeker ve yağ alkolleri, yağ asitleri, karbonhidratlar, proteinler, aminoasitler, vitaminler ve bitkisel ham maddeler de mikroorganizma üremesine neden olmaktadır.
Ürüne giren mikroorganizmalar, bir takım tepkimeler ile ürünün kokusunu, rengini, viskozitesini ve performansında beklenmeyen değişiklikleri ortaya çıkarmaktadır. Bu da ürünün bozunmasına ve bu ürünü kullanan kişilerin sağlık problemleri yaşamasına neden olmaktadır.
Kozmetik ürünlerde kullanılan koruyucu maddeler, bu ürünlerin bakteri, maya veya küf oluşturma olasılığına karşı, bunların üremelerini engellemek ve ürünün kimyasal olarak bozunmasını önlemek için katılan kimyasal maddelerdir.
Koruyucu olarak kullanılan kimyasal maddeler, mikroorganizmaları öldüren veya üremelerini durduran maddelerdir. Ürünlerdeki raf ömrü ve kullanım süresi boyunca korunma sağlanması için, koruyucu maddelerin yeterli konsantrasyonda olması gerekmektedir. Burada önemli olan iki nokta bulunmaktadır:
Koruyucu madde miktarı, ürünü mikroorganizmalardan yeterli derecede korumalıdır.
Aynı zamanda tüketicinin cildinde toksik ve alerji etki göstermemeli, aşırı duyarlılık gibi problemlere neden olmamalıdır.
Koruyucu etkinlik testleri, kozmetik ürünlerin içinde bulunan koruyucu maddelerin etkinliğini kontrol etmek ve ürünün güvenlik değerlendirilmelerini yapmak amacı ile uygulanmaktadır.
Bu testler ile ürünlerin yeterli korunması için gerekli olan koruyucu maddelerin çeşidi ve minimum koruyucu madde miktarı belirlenmektedir. Bu çalışmalar, bir tarama - zorlama testi ile yapılmaktadır.
Challenge test adı verilen bu testler, kozmetik ürünün, üretim aşamalarından tüketicilere sunulmasına kadar bozulma veya enfekte olma tehlikelerine karşı, formüllerinde bulunan koruyucu kimyasal maddeler tarafından korunabileceği konusunda bir güvence vermektedir.
Challenge testlerin, bütün kozmetik ürünlere uygulanması bir zorunluluktur. Bu testlerin yapılması için, dünyada çeşitli kuruluşlar tarafından geliştirilen farklı yöntemler uygulanmaktadır. Ancak hepsinin ortak noktası, test örneğinin farklı mikroorganizmalar ile bir araya getirilmesi ve farklı zamanlarda test örnekleri alınarak canlı kalan mikroorganizma sayısının tespit edilmesidir.
Akredite bütün laboratuvarlar tarafından kozmetiklerde koruyucu etkinlik testi (Challenge test) yapılmaktadır.