Özellikle uzakdoğu ülkelerinden ithal edilen bazı hazır giyim, konfeksiyon, tekstil ve deri ürünlerinde yapılan testler sonucunda, bir takım kanser yapıcı etkileri olan azo boyar maddeler tespit edilmektedir. Sağlık Bakanlığı bu konuda sürekli uyarılar yapmakta ve insan sağlığı için tehlikeli olan tekstil ürünlerinin ülkeye girişine engel olmaya çalışmaktadır.
Mevcut yasal düzenlemelere göre ülkemizde, belli bir oranın altında azo boyar maddeli ürünlerin ithal edilmesi serbesttir. Ancak en yazık ki gelişmeler endişe veren boyutlara çıkmıştır. Zaman zaman, doğrudan insan vücuduna temas eden tekstil ürünlerinde, belirlenen sınırların üzerinde azo boyar maddelere rastlanmaktadır. Bu da toplumun sağlığı açısından büyük risktir.
Avrupa Birliği tarafından zararlı bulunan ve kesinlikle üretilmemesi ve kullanılmaması gereken 24 tane azo boyar madde bulunmaktadır. Ancak ülkemizde ve düğer ülkelerde 30 ppm’e kadar azo boyar madde kullanılmasına izin verilmektedir.
Azo boyar maddelerin tekstil sektöründe kullanılmasının amacı, daha ziyade kullanılan boyaların ürün üzerinde tam oturmasını temin etmektir. Ancak diğer yandan bu maddelerin kanser yapıcı özellikleri de bilinmektedir. Yapılan denetimlerde tekstil ürünlerinde 30 ppm olması gereken sınır değerin çok çok üzerinde (3000 ppm) azo boyar madde içeren ürünler tespit edilmektedir. Bu seviyede bir kumaşı giymek değil dokunmak bile büyük risktir.
Azo boyar madde olarak tanımlanan bu boyaların içeriğinde bulunan arilamin maddesi, kanserojen etki yaratmaktadır.
Bu açıdan yerli veya yabancı akreditasyon kuruluşlarından, TS EN ISO/IEC 17025 standardı kapsamında akredite olan laboratuvarlara çok iş düşmektedir. Bu laboratuvarlar kimyasal ve ekolojik alandaki testler kapsamında, tekstil ürünlerinde azo boyar made testlerini ve diğer kanserojen madde testlerini gerçekleştirmektedir. Bu test ve analizler sırasında yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından yayınlanan standartlar esas alınmaktadır.