Deri ve deri ürünleri sektörü, özellikle 1990’larda dağılan Doğu Bloğu ülkelerinden gelen talep üzerine, bir ölçüde de yoğun bavul ticareti ile birlikte üretim ve ihracat bakımından büyük bir gelişme göstermiştir. Bu süreç içinde büyük yatırımlar yapılmış ve kapasite artışı sağlanmıştır. Sadece ülke içinde değil ihracat açısından deri sektörü önemli gelişmeler göstermiştir.
Deri sektörü ağırlıklı olarak konfeksiyon üretimine önem vermiştir. Bütün deri üretimi içinde deri konfeksiyon üretiminin payı yüzde 70’lere kadar çıkmaktadır. İkinci sırada ise ayakkabı gelmektedir. Ancak ülkemizde ayakkabı sektörü ciddi bir ticaret potansiyeline sahip olsa da ihracat bakımından yeterince gelişmiş olduğu söylenemez. Ayakkabı sektöründe birçok avantaj olmasına rağmen, işletmeler arasında küçük atölye sayısı fazladır, işgücü yeterince kalifiye değildir ve ayakkabı yan sanayiinde kalite ve standart eksikliği bulunmaktadır.
Ayakkabı sektörü fiyat ve kaliteye oldukça duyarlıdır. Bu yüzden üretim, sürekli olarak işgücünün daha ucuz olduğu ülkelere kaymaktadır. Çin bu yüzden bugün dünyada en büyük ayakkabı üreticisi ülke durumuna gelmiştir. Ancak herşeyi maliyet olarak görmek yanlıştır. Geç de olsa bu gerçeği gören ülkeler artık kaliteyi ve insan sağlığını daha ön planda tutmaya başlamıştır.
İnsan sağlığını tehdit eden ürünler artık kabul görmemekte ve üretim sırasında bir takım kısıtlamalar getirilmektedir. Bu kısıtlamalar bir yandan sağlık önlemi olurken bir yandan da ürün kalitesini ve güvenilirliğini artıran nitelikte olmaktadır.
Bu çerçevede yetkili laboratuvarlar tarafından, yırtılma mukavemeti, kalınlık, su haslığı, sürtme haslığı, pH değeri, yasaklı azo boyar maddeler, ekstrakte edilebilen ağır metaller ve daha birçok testler, ölçümler ve analizler yapılmaktadır.
Bu testler sırasında laboratuvarlar tarafından, hem mevcut yasal düzenlemelere hem de yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından yayınlanmış test yöntemleri ve standartlarına uyulmaktadır.